" />
SEMERCI GROUP OF COMPANIES
thalassotherapy.tr.gg

TURİZME YENİ KAYNAK DENİZ KAPLICALARI

 

 

Üç tarafı denizlerle kaplı ülkemizde aslında asırlar öncesinde uygulanan ancak günümüzdeise adeta unutturulan bir fizik tedavi yöntemi olan “Talasso Terapi” (Deniz Tedavisi) uygulamasının, ülke ekonomisine çok önemli katkılar sağlayacağı bildirildi.

08 Haziran 2012 Cuma 14:42
 Turizme yeni kaynak “ Deniz Kaplıcaları”

Türkiye’de bilinmeyen bir  tedavi yöntemi : Talasso Terapi (Deniz Tedavisi)
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi ve Ekoloji ve Hidroklimatoloji   Bölümü öğretim üyesi  Prof.Dr. M.Zeki Karagülle; “Özellikle İstanbul’da tüm sezonlarda  otellerimizde uygulanacak bir yöntem olan Talasso Terapi hem turizme hem de ekonomiye önemli  katkılar verebilir. Yalnız İstanbul değil, ülkemizin üç yanında fazla bir mali yükü de olmayan bu tesisleri açarak fizik tedavisi uygulamasından yerli  ve yabancıları yararlandırmamız olanaklıdır” dedi. 
Kumburgaz ve Tarabya merkezdi Prof.Dr. Karagülle; maliyeti düşük, kazancı yüksek, deniz suyu kullanılarak  gerçekleştirilen bir fizik tedavi  yöntemi olan Talasso Terapi’nin asırla önce Roma ve Osmanlı döneminde de İstanbul’da kullanıldığını vurguladı.İstanbul’da Tarabya semtinin adının bu terapiden geldiğini kaydeden  Prof.Dr. Karagülle şunları söyledi:“ Eski adı Terapia olan Tarabya’da Roma ve Osmanlılar döneminde yaygın biçimde fizik tedavisi yapılıyordu. Aynı şekilde Kumburgaz’ın adı da “Kum Kenti” idi ve bu kumu çok degerli olan sahillerimizde de tarih içinde kum tedavi merkezleri vardı. Fizik tedavileri yapılıyordu.Bunlar doğal merkezlerdi”
Deniz, güneş,kum ve deniz çamuru 
Bu doğal terapi için öncelikle deniz,güneş, kumun yeterli olduğunu kaydeden Prof.Dr Karagülle; bunun yanı sıra yurdun değişik bölgelerinde deniz çamurundan da yararlanılabileceğini vurguladı. “Deniz Tedavisi” uygulamasının özellikle onbinleri bulan yatak kapasiteleri ile yaz aylarının ardından atıl kalan otel ve turistik tesisler için çok cazip olduğunu kaydeden Prof.Dr.Zeki Karagülle, şöyle konuştu:
“Bu bir fizik tedavi konseptidir. Ülkemizde kaplıca ve ılıcalara gösterilen  ilgiyi de göz önüne alırsak, üç yanı denizlerle çevrili ülkemizde, bu uygulama hem iç hem dış turizm için inanılmaz büyüklükte bir gelir getirecek doğal kaynağımızdır. Ne yazık ki bugüne kadar yeterli ilgiyi görememiştir.Amacımız bunun hızla yaygınlaştırılmasıdır. Milyonlarca fizik tedavi görecek insana hizmet verecek bir alandır.
Deniz Kaplıcaları için doğal deniz ortamının yanında suyun bir havuzda 33-36-38 derecelerde ısıtılması, egzersiz alanları oluşturulması yeterlidir. Denize kıyısı olan turizm tesisleri için vazgeçilemeyecek bir cazibedir.Doğal deniz suyu Akdeniz’de 26-27 dereceler çıkmaktadır. Yani 10 derece ısıtılmasıyla bu tedaviye olanaklı hale gelebilmektedir. Bunun yanısıra, tesislerde oluşturulacak kum havuzları, Soluma odaları,Solaryum Merkezleriyle “Deniz Kaplıcaları” oluşturulması olanaklıdır. Burada önemli bir ayrıntı da deniz suyunun temiz ve uygulanabilir olmasıdır . Ülkemizde deniz kıyılarımızın önemli bir bölümünde “Deniz Kaplıcaları” oluşturulabilir” 
Prof.Dr. M.Zeki Karagülle Talasso Terapi (Deniz Tedavisi)’nin tarihsel gelişimi ve ülkemizde durumu, uygulanabilirliğile ilgili ise yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi.

TALASSOTERAPİ NEDİR ?
Prof. Dr. M. Zeki Karagülle
İ.Ü.İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Anabilim Dalı

Tarihsel Gelişme

Antikite ye kadar giden bir geçmişte, yalnızca Mısırlılar değil Yunanlı ve Romalılar da deniz suyunun ve deniz ortamının yararlı etkilerini biliyorlardı.

1753’ te bir İngiliz hekim,  Charles Russel “Deniz Suyunun Kullanımı”/”The use of sea water” adlı eserinde deniz suyunun terapötik özelliklerine dikkati çeken ilk kişi olmuştur. Fakat, “sıcak deniz banyolar” yolu, hemen Manş denizinin diğer tarafına geçmiş ve Fransa kıyıları boyunca yayılmaya başlamıştır. 

19.yy. ortalarından itibaren Fransa, dünyanın başka bir yerinde eşi bulunmayan bir talassoterapi geleneği geliştirmek üzere, ileri kalitede bilimsel,  teknik ve çevresel fasiliteler (tesisler) kurmaya başlamıştır.
- 1865, Dr. La Bonardiëre “talassoterapi” terimini Arcachon’da geliştirmiştir.
- 1899, Dr. Louis Bagot, Roscoff’da “kinebalneotherapie” (deniz suyunda fizyo-balneoterapi) uygulamasını başlatmıştır.
- 1906, Biyolog Rene Quinton kan plazması ile deniz suyu arasındaki kimyasal benzerliği göstermiştir. 
- 1963, bisiklet şampiyonu Louison Bobet, Quiberon merkezinin açılışıyla “Talassoterapi Çağının Başlangıcı”nı ilan etmiştir.

Talassoterapi ve termal merkezler arasındaki ayırım; Her ikisi de suyu aynı yollarla (banyolar, duşlar, çamur/yosun uygulamaları vb.) kullanarak insanları tedavi ederler, fakat termal merkezler doğal yeraltı sularını kullanır, deniz suyunu değil.

Talassoterapi ve deniz ortamında fizyoterapi arasında ayırım; Hastane benzeri protokolleri izleyerek özellikle özürlüler, travma ve büyük cerrahiler sonrası gelişen ağır durumların tedavisi içindir.

Talassoterapi ve Anglo - Amerikan Spas; Bu tip Spa tedavilerinde su kullanılır, ağırlıksızlığın avantajları nedeniyle, sözcüğün gerçek anlamında bunlar her zaman tıbbi ortamlarda kurumlarda uygulanırlar. Popüler bir kısaltma olarak balneo (spa) şimdi egzersiz, fitness ve güzellik merkezlerine yayılmaktadır ve buralardaki kullanımı hemen hemen tümüyle yalnızca rahatlama gevşeme ve zevk içindir,  jakuziler, spas ve kür merkezleri.......... gibi yerlerde.

TALASSOTERAPİ 

Resmi tanım: Özel bir kıyısal lokalizasyonda (kıyı şeridinde) ve tıbbi denetim kontrol altında prevensiyon veya tedavi amacıyla uygulanan talassoterapi; deniz ortamının yani iklim, güneş, deniz suyu, değişik deniz çamuru, deniz yosunu, kum ve denizden elde edilen diğer maddelerin bütün yararlı özelliklerinin kombine kullanımı anlamına gelir.

Fransada Talassoterapi
Şimdi talassoterapi de  bir “must” (mutlak gereklilik) olan otel kompleksi içinde talasso biriminin kurulması konseptini geliştiren Fransa’dır. Fransa da deniz kıyılarında (Manş, Atlantik ve Akdeniz) yaklaşık 40 kadar talassoterapötik tesis bulunmaktadır ve bunlar günlük toplam 8000 konaklamalık bir kapasiteye sahiptir.

Orijinalin de lüks-klas bir müşteri profiline (kliyentel) yönelik olmasına karşın talassoterapi, çoğu talasso merkezine yakın kurulan 2 yıldızlı oteller ve otel rezidensleri ile çok daha geniş kesimlerce ulaşılabilir hale gelmiştir. Geleneksel olarak çoğunlukla oluşan kliyentele karşın, erkek müşteri yüzdesi de giderek artmaktadır. Düzenli gelen her zamanki ziyaretçilerin yüksek oranında olmasına karşın (kabaca % 40) daha genç bir müşteri profiline kayış ta söz konusudur.

Bu tesislerin yarıdan fazlası 1985 ila 1996 arasında kurulmuştur. Son zamanlarda sektör Fransa’da bir rölatif stagnasyon (durgunluk) (??) yaşamaktadır ve operatörler artan bir şekilde başka ülkelere yönelmektedir (??).

Talassoterapi Merkezi

Bir talassoterapi merkezini özel ve eşsiz kılan (innique) onun lokalizasyonu ve deniz uyunun terapötik kullanımıdır.

1. Lokalizasyon: Deniz kenarında özel bir yerde küristin (tedaviye gelen kişinin) buradaki konaklamasında talassoterapi uygulamaları yalnızca bir yönü oluşturur. Tüm deniz çevresi ortamında bulunma ve özellikle deniz suyunun kalitesi ve iklim tipi (deniz iklimi) esastır. Bu yüzden öncesinde bir ekolojik çevresel inceleme mutlak yapılmaktadır.

İklim; Yıl boyunca sıcaklık değişimleri, atmosferik basınç, baskın rüzgarlar, gün ışığı (güneşli saatler) miktarı ve benzeri iklimsel özelliklerin hepsi dikkate alınmalıdır.

Deniz suyu kalitesi; Yıl boyunca tüm mevsimlerde gerekli fiziksel kimyasal ve bakteriyolojik incelemeler hem gece hem de gündüzleri, bir dizi belirlenmiş örnekleme noktasından alınan örneklerde yapılmalıdır.

 Ekolojik ortam; Herhangi bir liman trafiği veya fabrikaların varlığı, bunların çevreyi kirletme potansiyeli yüzünden, bu bölgeyi talassoterapi merkezi için uygunsuz kılar. Deniz suyunun alındığı – verildiği bölgede herhangi bir kirlenme riskinden sakınmak için bazı durumlarda deniz akıntılarının incelenmesi de gerekli olabilir.

Deniz suyunun alınma / çekilme yolu; Değişik sistemler seçilen yerin jeolojik doğasına bağlı olarak seçilebilir. Denizden suyu pompalama ile alınması genellikle de en çok tavsiye edilendir. Deniz suyu her zaman borularla merkeze taşınmalıdır.

2. Terapötik ve Tıbbi Karakter
Bir talassoterapi merkezi sadece bir fittness merkezi değildir, belirli özel karakteristikleri taşımalıdır. Bir tedavi ve sağlık alt yapısı olmalıdır.

Tedaviler boyunca merkezde en az bir hekimin bulunması zorunludur. Profesyonel bir ekip uygulamaları yapmalı ve uygun eğitilmiş olmalıdır ve merkezin resmi kapasitesini karşılayacak kadar yeterli çalışan bulunmalıdır.

Hijyenik kurallara ve bu konuda merkezin bulunduğu ülkenin yasal düzenlemelerine uyulması da mutlak bir ön koşuldur.

Tedavileri yapmak / yürütmek üzere ekibin eğitilmesi merkezin kurulmasına yönelik ile ilgili destek programında yer almalıdır.

KALİTENİN TESCİLİ

QUALICERT belgesi 18 Haziran 1997’de Fransa Cumhuriyeti Resmi Gazetesinde yayınlanmıştır. Bir talassoterapi merkezi talassoterapi kalitesi için QUALICERT Rehberinde tanımlanmış kriterlere sahip olmalıdır.

Deniz kenarında özel bir konumda bulunma
Talassoterapi tesisi deniz kenarında bulunmalıdır ve deniz kenarından maksimum 1000 kadar uzak olmalıdır.

Doğal deniz suyunun kullanımı
“Canlı” deniz suyu fiziko-kimyasal (biyolojik) özellikleri nedeniyle kullanılır. Herhangi bir yere taşınması ya da “depolanması” binbir şekilde mümkün değildir. Tanklara geldiği noktada yapılan plankton testi deniz suyunun doğal kalitesinin güvencesini sağlar ki deniz suyunun borular dışında herhangi bir sistemle merkeze taşınması söz konusu olamaz. Kullanım öncesi 48 saatten fazla depolanamaz ve 50 C nin üzerinde ısıtılamaz.
Bireysel tedaviler için kullanılan deniz suyu klor, brom, UV veya ozon ile herhangi bir fiziko kimyasal ön işleme arıtmaya kullanım öncesi ve sonrasında tabi tutulamaz.
Deniz suyu hiçbir zaman tekrar kullanılamaz. Tedavi havuzlarında her 24 saat için hacminin en az % 20’si yeni deniz suyuyla sürekli olarak yenilenmelidir.
Bakteriyolojik testler denizde pompalama noktasında ve bütün tedavi banyolarında ayda bir yapılmalıdır. Günlük pH kontrolu ve monitorize edilmesi zorunludur ve de depolama tanklarında deniz suyunun salinitesi için de bu geçerlidir.

Sürekli Tıbbi denetim
Talassoterapi’de “kür” ya da tedavi periyodu, bir dizi tedaviyi tanımlamada kullanılır. Burada herbir kişiye ayrı/özel olarak bu tedaviler günde en az 4 adet olarak (doktor başka türlüsünü önermediği taktirde) merkezin doktoru tarafından verilir. Merkezde sürekli en az 6 gün süreyle tam gün sürekli kalan bir doktor tarafından bu tedaviler izlenir.

Profesyonel bir tedavi ekibi
Tedavi seansları ve masajlar kalifiye fizyoterapist ve masörler tarafından yapılır. Deniz suyu ile yapılan bireysel tedaviler hidroterapistlerin süpervizyonu altında uygulanır. Deniz suyunda (havuzda) grup tedavileri (20 kişiden fazla olmamak) kalifiye bir spor eğitmeni veya yüzme öğretmeni / can kurtaran tarafından izlenmelidir.
Uygun ve sürekli bakımı yapılan tesisler
Merkez en az 8 temel talassoterapi tedavilerinin verilebileceği şekilde gerekli ekipmanla donatılmış olmalıdır. (Köpük banyoları, hidromasaj banyoları, sualtı duşları, jet duşlar, analitik havuzlar, deniz yosunu uygulama kabinleri, sıcak/soğuk el ve ayak banyoları ve aerosollar).

Hijyen ve güvenlik standartlarına sürekli özen gösterme 
Bu konuda ayrıntılı bir Türkçe rehber bulunmamaktadır. (RE/THA/O1) Federation mer et Sante’den istenebilir.

TALASSOTERAPİ  DE KNOW-HOW
Halen günümüzde Türkiye’de ve başka ülkelerde (Tunus, Yunanistan vb.) hemen hemen tüm talassoterapi merkezleri Fransa orijinlidir. Çünkü Fransa’daki uzun talassoterapi geleneği ve yoğun uygulanma Fransız fiirmalarının mühendislik ekipman ve eğitimli personel açısından da avantajlı kılmıştır.

Talassoterapi merkezi kavramı
Bir talassoterapi merkezi özellikle ülkemiz Türkiye için yeni bir kavramdır, kendine özgü yapısı kadar kendi içindeki kavramı, işletilmesi ve sürekli bakımı farklıdır. Çok sıklıkla bazı kavramlarla karıştırılmaktadır, en kötüsü de bir güzellik merkezi ile en iyisi ise bir spor ya da benzeri fitness merkezi ile karıştırılmasıdır.
Bundan başka, doğal bir tedavi merkezi olarak talassoterapi merkezinin bir otel kompleksi ile integre edilmesi söz konusu olduğu için, burada özel bir mimari, teknik ve işletimsel düzenleme gerekeceği gibi projenin tanıtımı ve pazarlaması da daha başlangıçtan itibaren özenle planlanmalıdır.
Türkiye’de talassoterapi merkezi yeni bir kavramdır demiştik, yani risk kavramı için ya tamamiyle bilinmez ya da çok az bilinir durumdadır.
Bir fizibilite çalışması gereklidir, projenin karlılığını belirleme için, ancak tanımlama zor olduğu için, herhangi bir öngörü son şekilde subjektif olma durumundadır.


Pazarlama
Merkez kaplıca lokal bir kiliyentelini amaçlamaktadır, yoksa dış pazara yönelik spesifik sağlık iş alanı yaratmayı mı ummaktadır?
Ayrıca, talassoterapi konsepti (banyolar, doğal deniz suyu, termal su dışında su tedavisi) ülkemizdeki geleneksel düşünceyle ne kadar uyumludur?
Merkez hangi kategoride sınıflandırılmak eğilimindedir? Ne tür bir otel konaklaması planlanmıştır (var olan mı yoksa yeniden düzenlenecek olan mı?)
Yatırımcının elinde yeni ve belki de yanlış anlaşılacak bir kavram üzerine bilgilendirme amaçlı hangi olanak ve kaynaklar vardır.

Yasal düzenlemeler
Projenin ta başlangıcından itibaren bu hesaba katılmalı ülkemizde kaplıcalar ve talassoterapi yönetmeliği var, tanımlanıyor, ama merkez üzerine ayrıntılı bir düzenleme getirmiyor.
Deniz suyunun merkeze pompalanması ve kullanımı sonrası boşaltılması
Deniz kıyılarının çevresel korunması 
Yüzme havuzları ve deniz suları için geçerli hijyen kuralları vb.

SEMERCI GROUP OF COMPANIES
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol